Erzurum'da Güzelyurt'un Ruşen abisi...
Sevgili Ruşen Yıldırım abinin ardından yazarken Güzelyurt'a dair bir kaç kelime söylemeden söze başlamak istemedim. Babası Kemal Yıldırım'dan miras aldığı ve kardeşi İsmail abi ile birlikte önemli bir geleneğin uzun yıllar temsilcisi olan Ruşen abinin mekanı...
Kültür mü mekanı yaratır yoksa mekan mı kültürü yaratır? 1928
yılından beri kendini var eden bir yere dair ne söylerseniz söyleyin
yanlışlanabilir bir tarafı ortaya çıkacaktır. Güzelyurt Restoranı için bir tanımlama yapmadan önce aklınızdaki şeyi biraz ölçüp - biçersiniz. Sonrasında
gelecek içsel tartışmalarınız mekanın yarattığı biricik olma hissini takip eder.
Ruşen Yıldırım ve ailesinin yarattığı
temsil; bir şehre dair gururla anlattığınız bir simgeye, bir varoluşa denk geliyor. Erzurum'a başka memleketlerden gelen misafirlerinize karşı
kullanacağınız bir koz haline dönüşebilen Güzelyurt ile Erzurum'a dair herkesi
şaşırtabilirsiniz. Yaşamın bütününde var olan ilerlemeden
kopmayışınızın göstergesi de olabilen bir mekandan bahsediyoruz burada. Ve en nihayetinde şehrin yaratabildiği bunalmışlık hissine karşı kendinizi ödüllendirebileceğiniz yerin adı Güzelyurt Restoran olur.
Yıldırım ailesi koca bir şehre bunları sundu ünlü Güzelyurt Restoran ile. Gittiğiniz, ağırlandığınız zamanlarda sizi başka şehirlerin başka mekanlarında göreceklerinize, tadacaklarınıza dair de bazı derslere tabi tutan yegane mekandı uzun yıllar boyunca.
Çocukluğumda ailemle birlikte katıldığımız veda yemeklerinin adresi Güzelyurt bu gelenek ve mekan yaratıcı ailenin ellerinde yaşadı. O yıllarda yarattığı anlamı daha sonra tarihe ve süregelişe en uygun şekilde yeniden yaratan Ruşen ve İsmail Yıldırım aslında sürekliliğin kopuş ve devamlılıkla ile birlikte var olduğunu kanıtlıyordu. Güzelyurt yenilenmişti ama aynı zamanda geleneğini devam ettirmişti: Erzurum'un en kaliteli mekanı bir alkollü restoran ve pub olmuş oluyordu en nihayetinde.
Bugün sevgili Ruşen abinin naif bedeninin birden ellerimizden kaydığını öğreniyorum. Babam hayatlarımızdan çıktığından beri her karşılaştığımızda Ruşen ve İsmail Yıldırım kardeşlerin gözlerimin içine baktıktan sonra daldıkları o bir kaç saniyelik düşünceli halleri ve hemen akabinde sanki karşılarında bir çocuk varmışçasına şefkatli yaklaşımlarını zihnimden atamıyorum. Ruşen abi ile her konuştuğumuzda önce babamla başlayan sonra memlekete dair konulara evrilen sohbetlerimizde nasıl heyecanlandığını... Her karşılaştığımızda benimle konuşurken babamla sohbet ediyormuş gibi derinlere dalan Ruşen abi bugün aramızda yok. Sanki babama dair hatıralar taşıyan birisini daha kaybettim.
Bir süredir Çanakkale'deyim. Bana bu yaşımda babalık yapan dayılarımdan Erdem Mirici ile sürekli bir araya gelen Ruşen abinin değerini mekandan bağımsız olarak bir kez daha kavradım. Güzelyurt onun derinliğinde güzelleşiyordu. Birbirimizi ve kendimizi ağırlamak istediğimiz zamanların mekanını var edenin, onun o ince ruhunun, naif estetik anlayışının olduğunu Çanakkale'deki buluşmalarımızda öğrendim.
Ruşen abi sayesinde saygıyı ölçüsü
içerisinde değerli kılmayı, insana hakkettiği değeri vermeyi, estetik zevklerin
inatla var edilebildiğini öğrendim. Kendisini Çanakkale'de tedavi gördüğü hastanede ziyaret ettiğimde yüzüne yerleşen yorgun gülümsemeden edindiğim izlenim belki bir daha uzun uzun aynı masayı paylaşamayacağımız ihtimali değildi. Ruşen abi biraz hastalanmıştı ama yeniden o saygınlık dolu sohbetini bizlerden esirgemeyecekti.
Güzelyurt bir Erzurum hikayesiydi ama Ruşen
Yıldırım insanın yarattığı değere dair bir öykü olarak yüreğimde kalacak... Her şeyin ötesinde Ruşen abinin gülümsemesindeki yarım kalmış neşeli cümleyi hep merak edeceğim. Yüzüne her baktığımda beni karşılayacağını bildiğim Ruşen abiye has olan gülümsemesinin aldatmacası ile bu dünyadan göçtüğünü bir süre idrak edemeyeceğimi bilerek...
Yorumlar
Yorum Gönder