20 yaşında komutan

Ben askerliğimi bedelli yaptım. Reyhanlı saldırısından beri askeri operasyonlarda ölenlerin ihtiraslar uğruna kaybettirilen yaşamlar olduğunu düşünür dururdum. Kendi becerikliliğinin, cesaretinin eşsiz olduğuna olan sonsuz inançla girişilen saldırgan tavırlar. Hınç dolu tavırlar. Kendi ülkesinde hor görülmesine sebep olduğunu düşündüğü tarihsel iç düşmanları ile hayattaki pek çok kötülüğün, kirli davranışın müsebbibi saydığı Batılı gavurdan alınacak rövanş için girişilen STRATEJİK DERİNLİK. 

Yurtsever, Kemalist ailemin bile askerlik görevimin gelip çatacağı günlerden korkmasına sebebiyet veren serkeşlik.

Hani başkasının yumruğu ile delikanlılık taslayan çakal mahalle abisi olur ya... Aleme nizam vereceğini ilan eden ama kendi yaşamsal kaygılarına sıra gelince çok naif bir titizlik içerisine girecek kadar bencil bir duruş. 

Askerliğim kısa sürdü. Bu kısa süre içerisinde uzun dönemdeki çocuklarla, bizlere eğitim vermekle yükümlü olan sözleşmeli er-erbaş-astsubaylar ile tanıştım, gözlemledim. Ne hikayeler ama... Küçük burjuva hasletlerim ile tekrardan yüzleşmemi sağlayan boş vermiş tavırlar. Ne olacaksa olsun diyebilecek kadar sorunlardan, dertlerden geçip gelmiş olmak. Yemekhane düzeni sırasında bazen utangaç bazen bıkmış halde, bazen hayattan intikam alır gibi bedelli takımlarına bağıran çocuk komutanlarım. Bazıları çatışmalar görmüş, bazıları gireceği çatışmaların stresinde. Bazıları dalıp gidiyor, bazıları birden endişe dolup ani gerginlikler yaşıyor. 

Komutanlarımız, uzman onbaşı, çavuşlar. 20 yaşlarında hayat gailesi içerisinde ölümün, korumanın sorumluluğunu almak zorunda kalan çocuklar. -Garsonlukta saatlerimiz belli olmuyordu, burada en azından belirli haklarımız var, tatilimiz var. İnşallah başımıza bir şey gelmeden doğu görevini de tamamlarsak... Dedikten sonra yutkunup, gülümseyen çocuk komutanlarım. 

Dün öyle çocuklar yaşamlarını yitirdi. Seçenekleri olmayan, seçenekleri olmadığından bile haberi olmayacak şekilde yaşamın zorluklarına maruz bırakılan çocuklar. 

Onların, 17 günlüğüne askere gelmiş 30 küsür yaşında şımarık adamlara bile kıyamayan ve yüklerini paylaşan bedenleri, yürekleri üzerinde tepinen analistler. Türkiye'nin stratejik kapasiteleri, uzun dönemli çıkarları, tarihsel iddiaları, bölgedeki rolleri vesaire... Ne laflar ama...

İnsanlık için BÖLGEDE operasyon yaparken birden aynı insanlığı unutup hikayesiz çocuk komutanları ölüme gönderdiğimiz saatlerde daha önce insanlık için hiç olmayacak işlere girerek ülkelerini terk etmelerine katkı sunduğumuz binlerce insanı sınırlarımıza taşıdık. Üstüne üstlük bu insanları Avrupa'ya koz olarak, pazarlık malzemesi yapmak için taşıdık. Sınırları açtık deyip otobüs temin edip, sonra sınırları kapalı tutup canlı yayınla mülteci akını hazır yayınları yaptık. -Sınırı açın, bize sınır açık dediniz, biz gitmek istiyoruz diyenleri deniz yoluyla insan kaçakçıları eliyle gitmeleri için telkin ettik... 

Ben 17 günlük askerlik yapan, yapmak zorunda kalan, yapmak zorunda bırakılan Anıl. Çocuk komutanlarımı çok sevmiştim. Güldükleri şeyleri, yaşça büyük olan bizlerin yaşanmışlıklarını duydukları zaman yüzlerindeki merakı, üstlendikleri sorumlulukları hatırlayınca birden üstlerine çöken durgunluğu hiç unutmayacağım... 

Yüzme bilmeden
Daha deniz görmeden
Hiç güneşte yanmadan
Şimdi ölmek istemem
Bir kalbi sarmadan

Aşkı tatmadan daha
Onla sarhoş olmadan
Hiç sevişmeden daha
Şimdi ölmek istemem
Daha hiç gülmeden

Çoban yıldızı
Sen benle kaal
Çoban yıldızı
Hep benle kal
Zamanın varsa

Ben hiç kimsem olmadan
Tepeden tırnağa ona
Hiç sarılmadan
Şimdi ölmek istemem
Kalbine dokunmadan

Hadi al götür beni
Hala benimmişler gibi
Evime yurduma
Taze meyve tatları
Yağmurlarında

Çoban yıldızı
Sen benle kaal
Çoban yıldızı
Zamanın varsa
Biraz daha

Teoman





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Need for a rapid change before the arrival of ecological crisis is still valid

CHP'nin İçindeki Canavar

Erzurum'da Güzelyurt'un Ruşen abisi...